24 Ağustos 2013 Cumartesi

Karakalem çizittirmeleri...


                                         Dokulu resim defteri...çizim kalemleri...bir parça silgi...

                                                           Biraz gölge,biraz aydınlık...
                                          












22 Ağustos 2013 Perşembe

Hayatı ve yaşadıklarımı sorgulayınca...


Hayatı ve yaşadıklarımı sorgulayınca birden bir cümle yalayıp geçti beynimi… Tüm puzzle parçaları benzer birbirine fakat yalnızca bir tanesi tamamlar resmi ! Sonra bir şeyler geçti gözlerimin önünden,hani derler ya hayatım film şeridi gibi geçti gözlerimin önünden diye,tam da öyle bir şey işte.Düşünmeye başladım sonra…

Hayat parçalardan bütüne varmak mı,yoksa bütünden yola çıkıp o en küçük en önemli parçaya ulaşmak mı bilemedim,sanırım göreceli bir durum.Bazen doğarken elimize bazı parçalar verildiğini düşünüyorum tamamladığımızda resmin bütününü oluşturduğumuz küçük ama değerli parçalar…Kimi zaman bir aşk,bazen bir dost,bir umut,kurtuluş yolu ya da bir huzur avucumuza sıkıştırılan.Bakmakla görmek,farketmekle cesaret edip hayatımıza almak arasındaki ayırımda saklı varacağımız sonuç,ya da ne beklediğimizle ilintili yalnızca belki de odağımız ve önceliğimizle.Hiç beklentisizken adına şans denilen, o bizden bağımsız üçüncü bir el tarafından hayatımıza bir mucize sızar,çok derinlerde neye ihtiyacımız olduğunu bilen o el mucizesiyle öz benimize ulaşmaya çalışır,engel olmak ya da sorgusuz kabul etmek elimizde.Mantık ya da kalp mi,düşünceler ya da duygular mı yoksa kaçmak ve adım atmak mı seçim elimizde.

Puzzle’ın tamamlanma süreci uzun,deneme yanılma yöntemi bol,parçaları çok,çoğu eksik ya da kayıp.Her bir yaşanmışlık, bir sonraki parçaya varmak için teşvik ya da engel.Bazen öyle bir parça vardır ki avuçlarımızda değerini kaybedince anlarız ya da tutup sıkı sıkıya bağlanırız,biliriz ki resmin bütününe varmak için en çok o parçaya ihtiyacımız vardır.Bazen öyle parçalara değer verir puzzlei yeniden yaratmaya çalışırız ki odur sanırız tamamlayıcı ana parçayı,kendi gerçekliğimizi yaratıp ona inanırız,evirir çevirir ille de eksik olan resme oturtmaya çalışırız,uymadığını kabul etmeyiz,bir türlü vazgeçmeyiz ondan benzersizdir tektir o.O olmazsa tamamlanmaz sanırız.Bütünü unutup parçaya odaklanırız,tek bir parçaya odaklanıp belki de ulaşabileceğimiz diğer parçaların yolunu tıkarız;ama hissederiz işte biliriz ki odur ama bunu hisseden sadece bizken önemi var mı ?

Mantık mı yol gösterir,Kalp mi hisseder gerçeği…İnandıklarımızın peşinden yılmadan gitmek mi yapmamız gereken yoksa pes etmek mi…Korkmadan ileriye adım atmak mı yoksa geriye çekilmek mi…Puzzlein her parçası farklı mı,yoksa benzer parçalar da birbirinin yerini tutar mı?






21 Ağustos 2013 Çarşamba

Artistik Çizimlerden...




Öğrenim hayatım boyunca resim derslerinden büyük keyif almış,çizimi çok sevmişimdir,üniversiteden sonra grafik-tasarım eğitimi alarak bu anlamda kendimi tatmin etmeye çalışsam da pek amacıma ulaşamadım sanırım:) 

Vee derken derken kendimi Artistik Çizim kursunda elinde boya kalemleriyle kendinden geçmiş bir şekilde çizim yaparken buldum.

Ve kurs içerisinde  yaptığım birkaç tasarım...








15 Ağustos 2013 Perşembe

Güzel Dostum'a Saç Aksesuarı


Güzeller güzeli Yıldızımın en mutlu günü içindi hazırlıklar.Önce karakterine uygun eğlenceli,rahat ve çılgın bir gelinlik tasarlandı yetenekli teyzem tarafından.Sonrasında da tamamlayıcı aksesuar için yakın arkadaşı olan bendeniz girdim devreye elbette :)...



Asimetrik kesimli,en az gelinimiz kadar :)'zıpır' gelinliğimizin belindeki cappuccino rengi kurdeleden parçalarla tasarladım aksesuarı,Yıldız'ın güzelliğiyle bütünleşince  bir başka güzel oldu elbette.
Bende yeri çok başka olan bir insana hele ki özel bir gününde bir şeyler yapmak çok başka bir duygu.Bütün güzel enerjilerimi kattım tasarlarken,sanırım o yüzden çok mutlu oldum:)



Ve düğün günü...
Tüm ışıltısıyla parladı adının hakkını vererek...
He bir de sürpriz bir kararla nikah şahitliğiyle taçlandırıldım:)
Aşk dolu bir evlilik diliyorum tatlı çift Murat ve Yıldız'a.

14 Ağustos 2013 Çarşamba

Fonksiyonel Kolye


     
          Bazen çok sevdiğim ve kafayı takıp sürekli kullanmak istediğim küçük obje ve takılarım olur ama sürekli aynı şekilde kullanmaktan da sıkılırım.Tam da bu yüzden zaman zaman değiştirip,bir şeyler ekler ya da çıkarır yeniler,kullanmaya devam ederim,bu durumu bir tür alışkanlık haline getirdim korkarım :)

         Bir kere yapayım da kendimi yormayayım,bir taşla da iki belki üç kuş vururum düşüncesiyle kolye+yaka iğnesi+çanta süsü tasarlayarak kendimi rahatlattım:)

        Özellikle yazın aksesuarda rengi çok sevdiğimden biraz sarı,biraz mavi biraz da pembe  ip ve boncuklar kullandım,küçük bir kot parçasını kesip ikiye katlayıp diktikten sonra üzerine küçük yapraklar şeklinde kot parçaları kesip etrafını renkli iplerle diktim,biraz sarı boncuk,ucuna da pembe bir keçe,işte bu kadar.

3 Ağustos 2013 Cumartesi

Şeker Görünümlü Araba Lastiklerimiz Olsa...



         
              Renk tutkusu ve doğa sevgisinin,yaratmanın verdiği hazla birleşmesi... ve tabi ki biraz yağlı boya,fırça,tiner ve miladı dolmuş araba lastikleri...

              Sonrası malum,bahçede uygun yer seçimi ve el yapımı saksılara rengarenk çiçeklerin ekimi.
            

              Sonuç mu?


              :)

Renkli Bahçeler





          Renk güzeldir,hele ki doğadaki doğal renkler.Bazen öyle doymaz oluyorum ki,ne yeşil yetiyor,ne derin mavi,ne en cafcaflı çiçek renkleri.İlle de kendi renklerimi yaratacağım,görmek istediğimi çoğaltıp,ellerimi tondan tona daldırıp,çocuk olacağım.İşte böyle doymaz,haylaz ve biraz da yeni bir şeyler yaratmak hevesiyle dolu olduğum bir günde elime geçen bütün deniz taşlarını boyadım,kendi halindeki bahçemi biraz süsleme gayretim tatlı sonuçlar doğurdu sanıyorum,tam da istediğim gibi rengarenk oldu :)


                                                                                                                                                                









                                                                           





                                                                             









2 Ağustos 2013 Cuma

Ben Kimim?





Nerden başlayıp nasıl devam edeceğimi pek kestiremesem de parmaklarım ve ruhum bir şeyler yazmak için sabırsızlandığından klavyeyle buluşmuş bulunmaktayım JKendimi anlatmayı pek sevmesem de içimdeki ‘başarabilirsin Gamze’ sesine inanıyor,bir yerlerden beni anlayacağınızı düşünüyorum(tabi ki anlatabildiğim oranda ) J İnsanların bu hayata gelirken yanlarında getirdikleri bazı mucizeleri vardır ya da hayat yolunda kazandıkları kimlikleri…kimi kocaman sevgi dolu bir kalple,,kimi dağları yerinden oynatabilecek bir özgüvenle,kimi azimle,kimi yetenekleriyle,duruşuyla,liderliğiyle…liste uzar gider.Hayatı deneyimlerken bize yardımcı olur bu özellikler,bir insana hayran olmamızı sağlar bazen,bazen imrenmemize,saygı duymamıza,’keşke ben de olabilsem,yapabilsem’lere ortam hazırlar.Bazen de biz de olsa da görmemeyi seçebiliriz ya da kabullenmemeyi aslında.Gücünü ortaya koymaktan korkmak denebilir belki de.Tam da bu noktada kuzenimin bana ‘Korku korkaktır Gamze’ dediğini duyar gibi oluyorumJGirizgahını yapmaya çalıştığım durum,içinde bulunduğum durum aslında.İnsanların beni,bendekini görmeleri ve benim buna inanmayarak,kendimi kabul etmediğim yaşam sürecim.El becerilerin gelişkin üzerine gitmelisin,yaratıcılığını kullanmalısın,daha çok çizim yapmalısın,tasarımların için adım atmalısın,teathral  becelerini köreltmemelisin…çok sık duyduğum ve hep yabana attığım bu cümleler için artık bir şeyler yapmam gerektiği itkisiyle yola çıkıyorum.Kendimden bir çok paylaşımın içinde bulunacağı bloğumun startını veriyorum,yazdıklarımı dönüp okuyunca beklentiyi biraz yüksek tuttuğumu farketsem de ‘Korku korkaktır Gamze’ sesi kulaklarımı yalayıp geçiyor.
Ertelememenin,ne olursa olsun adım atmanın ve kendine güvenmenin bilinçli farkındalığıyla teşekkür ediyorum sizlere,sıkılmadan okuduğunuz için.Gamze Erkul